5 Mayıs 2014 Pazartesi

Son 5 gün..

Zaman aktı geçti ve New York seyahatimize sadece 5 gün kaldı. 10 Mayıs Cumartesi, Arda'nın tam tamına 19.ayı geride bıraktığı gün biz New York'a gidiyoruz.

Eylül sonunda biletlerimizi alırken Arda henüz memeyi bile bırakmamıştı. "Nasıl olur, kalır mı, kalmaz mı, o zamana memeyi bırakmış olur kesin değil mi, acaba bırakıp gidebilir miyiz gerçekten" derken o gün gelmek üzere işte..

Arda'yı ilk kez yılbaşında, bizim evde anannesiyle sonra da Belgrad seyahatimizde babannesine bırakmıştık. Artık arada sırada anannesinin evinde de kalıyor ama ertesi gün, en geç öğle vakti koşa koşa gidip alıyorum :) 2 günde bile deli gibi özlediğimiz için, 1 hafta nasıl geçecek, acaba yokluğumuz onu kötü etkileyecek mi diye endişeliyim..

New York bende hep merak uyandırdığı için elbette bir an önce gitmek istiyorum. Çok heyecanlıyım ve mutluyum da.. Ama zaman yaklaştıkça da hem heyecanım hem de endişelerim artıyor.. Konuştuğum arkadaşlarım -ki aralarında bebeğini 16 aylıkken 6 gece bırakan biri de var- "bir şey olmaz, hiç seni aramaz bile" dese de, internette gezinirken okuduğum BAĞZI yazılar da tam tersini söylüyor. Aslında en iyisi kulaklarımı tüm olumsuz düşüncelere kapatıp tatilin tadını çıkarmak.. Elbette Arda'mın özleminin izin verdiği seviyede :) Hayırlısı bakalım..

Bir sonraki yazımda New York izlenimlerimi ve tabi ki bu seyahatin Arda cephesindeki sonuçlarını paylaşmak üzere, şimdilik sizi penceresinden arabaları seyreden Arda'ya "anne" dedirtme çalışmalarımla baş başa bırakıyorum :) Herkese iyi haftalar..