31 Mart 2014 Pazartesi

Dönüm noktası

Ben bu bloğu apolitik tutayım, hayatımın merkez noktası olan canım oğlum Arda'mdan ve genel olarak sosyal hayatımdan bahsedeyim dedikçe, siyasetin ve ülkenin geldiği durum beni zorluyor.. Olmuyor, yapamıyorum..
Neyse, en azından Arda büyüyüp bu bloğu okuduğu zaman (Allah'ım inşallah o günleri göreceğiz), annesinin gözünden yaşananları öğrenmiş olur.. Benim 12 Eylül öncesi ve sonrasına olan merakım, oğlumun da Gezi öncesi ve sonrasına olacak nasılsa, bunu şimdiden biliyorum..

Yavuz hırsızın seçimine güvenmiyoruz elbette.. Yapılan hileler, tutulan tutanaklar ortada, ama kabul etmek lazım ülkenin en az %40'ını çıkan haberler zerre ilgilendirmemiş..

Kabaca ben %10 luk kesimin zaten dünyadan bihaber olduğunu düşünüyorum ama en az %30, çocuk cinayetlerinden, çocuk istismarı ve tecavüzünden, kadın istismarından ve patlama yapan kadın cinayetleri ve tecavüzlerinden, deneme tahtasına dönen eğitim sisteminden, yerle bir olan, ayaklar altına alınan hukuk sisteminden, çoğunluğun azınlığa uyguladığı dayatma ve baskılardan, benzinin ve mazotun fiyatına, alınan özel tüketim vergilerine rağmen üretimin sadece betondan ibaret olmasından, özelleştirilen onca devlet kurumundan, ve sayamayacağım onca şeyden hiç mi hiç rahatsız olmamış..

Üstüne bir de ortaya saçılan yolsuzluk ve rüşvet skandallarına, sıfırlanamayan mal varlıklarına, ayakkabı kutularına, çikolata kutularında bayram harçlıklarına, her fırsatta milletin dindarlığını kullanıp kutsal kitabımızın ayet-i kerimeleriyle dalga geçen milletvekili-bakan bozuntularına, milletin anasına söven ve ahlaksızlıkarı magazin sayfalarından düşmeyen pişkin iş adamı kılıklı mütahitlere, küfürbaz ve ahlaksız yeğenlere ve oğullara, son olarak kendi vatan toprağına bomba atmayı, askerini şehit etmeyi göze alanlara, bu %30'luk kesim bile isteye sahip çıktığını gösterdi..

Ve maalesef tek bir gerekçeleri var, "ben İCRAATA bakarım"..

Benim çözümüm en az 5 çocuk :)

Şaka bir yana ben gelecekten umudumu yitirmek istemiyorum, aydınlık nesiller bize aydınlık bir gelecek getirecek, ben inanıyorum. Zaten kusura bakmayın ama kimse öyle bir yerel seçimle neredeyse 20 yıldır çalışıp bugünlere yükselen bir iktidarın yıkılmasını beklemiyordu, bunu kabul etmek lazım. Bu bir süreç, uzun, zorlu bir mücadele ve biz maalesef sadece birer meşale yakabiliyoruz sessiz çığlıklarımızla.. Bu sürecin yönetimi kabul edelim ki o beğenmediğimiz cemaat-ABD ve diğer süper güçlerin ilişkisinde gizli.. Daha önce şu an başımızdaki tek adamı nasıl allayıp pullayıp bize sundularsa, artık kendisinden vaz geçtikleri için belki de başka birini aynen bu şekilde bize sunacaklar.. Neyse derinlikten çıkalım..

"Gezi" bir dönüm noktasıydı bizim için, 17 Aralık ve sonrasında yaşananlar da bu dönüm noktasını ateşledi.. Şimdi bu yerel seçime bakıp her şeyin eski haline döndüğünü düşünmesin bence kimse. İktidar erkleri bizdeki bu ümitsizlik ve güvensizlikten besleniyorlar.. Bunu bugüne kadar çok güzel fırsata çevirdiler ama gençler uyandı artık. Dün onlarca arkadaşım sandık başında gönüllü olarak görevdeydi. Şimdi bu kenetlenmeyi kırmalarına izin vermemeli..

Sonuçta "bu dünya Sultan Süleyman'a kalmadı", birilerine de kalmayacak elbet.. O zaman Mabel Matiz'in büyüleyici sesinden günün anlam ve önemine yakışır şarkısını dinleyelim :)

Son olarak evet, "BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM"!!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder