22 Temmuz 2013 Pazartesi

Arda' nın 40'ı çıktı :)

Var böyle bir şey.. Çocuğun 40 günü devirmesini bekliyorsunuz gerçekten.. Ne değişiyor 40 gün sonra? Bir şey oluyor mu? Bilemiyorum.. Ama doktorum Emel Hanım bile, beni kontrole 40 gün sonra çağırmıştı. Demek ki gerçekten sihirli bir rakam şu 40..

Biz ne yaptık? İlk 40 gün Arda' nın banyosunda son suyunu hep tuzlu yaptık.. Evet yanlış duymadınız, gayet kocakarı inancı dediğimiz bir inançla, ilerde kokmasın diye bildiğiniz tuzladık çocuğu :)) Vallahi benim bir suçum yok, eskiler öyle demiş, benim anneciğim de yapalım kızım dedi, yaptık.. Hatta ilk banyosunda ve sonra sanırım 7. gününde nohut, pirinç gibi bir şeyler de koyuldu banyo suyuna. Hatta onlar süzgeçten geçirildi vs. tam hatırlamıyorum seremoniyi ama böyle bir şeydi işte.. Gerekçesini bilmiyorum ama var yine garip inançlar.. Mesela 40 gün boyunca bebeği yalnız bırakmamak var, korkarmış "Al Basması" diye bir şey olurmuş. O yüzden uyurken bile mutlaka yanında biri olacakmış. Sonra örneğin "40 uçurması" diye bir şey var. 40 gün evden çıkmıyorsun, sonra 40. gün bir komşuya vs. gidiyorsun. 40 uçurmaya geldik diyorsun, onlar da sana soğan, pirinç, yumurta filan veriyor :) Ne garip adetlerimiz var yahu.. Ne diyebilirsiniz ki, "saçmalamayın, yapmayın böyle şeyler" deseniz alınacaklar, "biz böyle gördük" diyecekler, ne gerek var uğraşmaya.. Zararlı bir şey yapmadıkları sürece boşverin bence, hiç tartışmaya, kuşak çatışmasına gerek yok :)

Benim istediğim tek şey Arda için evimizde mevlit okutmaktı. Manevi yönüm kuvvetlidir filan diye yalan söyleyemeyeceğim hiç ama bazı şeyleri de yapmak lazım. Zaten evimizde hiç dua okunmamıştı daha önce, bir nevi vesile olsun istedim.

2 Aralık 2012 günü, Arda için evde mevlit organizasyonu yaptık. Neler oldu derseniz, yaklaşık 30 kadın evde toplaşıldı, Gülten Anne bir hafız teyze getirdi, teyze çok güzel dualar okudu. Sonra hep birlikte yapılan pasta böreklerden yenildi, içildi ve bitti. Bu arada Arda' ya bebekler için mevlit takımı adı altında satılan kıyafetlerden almadık tabi ki ama gömlek, pantolon, hırka ve papyon giydirdik. Minicik bebekte çok komik ve şirin görünüyordu bu kıyafet. Ancak yavrucum, odada Deniz Abla' sının nezaretinde takıldı, pek insan içine çıkarmadık bunalmasın diye. O nedenle pek düzgün fotoğrafı yok bu güne ait ama daha sonra tabi ki aynı kıyafetle fotoğrafları çekildi. Daha sonra yayınlayacağım efendim..

Yalnız beşik duası diye bir bölüm var, o kısımda bebeği önce hafız teyze sonra ananne ve babanne, en sonda da anne kucağına alıp sallayarak dua okuyor. Sadece o bölümde Arda' yı çıkardık ortaya :) Ben daha önce Boran' ın yeğeni Derin için yapılırken şahit olmuştum ve çok duygulanmıştım. Tabi ki ağlamıştım hemen, neden bilmiyorum, çok tuhaf bir his. E tabi ki kendi bebeğim olunca daha da fazla ağladım :) Bizim bebik o sırada da uyukluyordu zaten, fazla bir şey anlamadı. Derin' i başka birileri daha kucağına almıştı, o süreç uzayınca da çocuk bunalıp ağlamıştı. Bizimki uyur durumda olunca ondan kurtardık en azından :)

Bu arada mevlit için pastamızı ve kurabiyelerimizi arkadaşımız Dilşat yaptı. Kendisi bildiğiniz kurumsal hayatı bırakıp, "sevdiğim işi yapacağım" diyerek pastacı olan bir kişilik ve bu konuda da çok başarılı. Eğer ihtiyaç olursa haber edin, hemen yardımcı olur :)
Şeker kavanozlarını ben kendim yaptım. Yaptım derken, Paşabahçe' den kavanozları aldım, içerisine şeker koydum, bir de kurdela ile süsledim, budur yani :)
Aşure fikri Gülten Anne' den çıktı. Mevlit aşure ayına denk geldiği ve annem de süper aşure yaptığı için çok güzel oldu.

Mevlitten bir kaç kare fotoğrafla bitiriyoruz canlar.. İyi haftalar :)











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder