9 Ekim 2013 Çarşamba

Tatil

5 Temmuz 2013 günü 1 haftalık yaz tatilimiz için yollara düştük. Arda ile ilk uzun metrajlı tatilimize hazırdım ama gözüm de korkmuyor değildi. Acaba dinlenebilecek miydim yoksa daha çok mu yorulacaktım?
Tatil planı yaparken aklımda hep annemi de götürmek vardı. Hem ona da değişiklik olur, hem de Arda ile dönüşümlü ilgilenir, rahat ederiz diyordum. Sonra buna gerek kalmadı çünkü Gülten Anne ve Çetin Baba ile birlikte gitmeye karar verdik. Elbette çocukla rahat etmek için her şey dahil olsun, tatil köyü olsun vs. derken, Gülten Anne "ben çok uzun zamandır Bodrum' a gitmedim, Bodrum olsun" dedi. E tabi Bodrum olunca da bildiğimiz yer olsun, risk almayalım dedik ve yine Voyage Türkbükü' ne yollandık :)
Önce Erdek' e uğradık, zaten Gülten Anne' ler Haziran başından beri oradaydı. Hafta sonunu Erdek' te geçirdik ve Pazartesi hep birlikte yola çıktık. Yolda Arda çok huysuzlanmadı, koltuğunda uyudu çoğunlukla ama artık yolun sonuna doğru pek koltukta durmaz oldu, arabanın içinde dolanıp oynamak istedi. Malum, Arda BİRAZ hareketli bir çocuk :)
Yemek problemi dışında çok güzel bir tatil geçirdik. Arda bol bol denize girdi, güneşten faydalandı, İlay ile oynadı. Yüzmesi için simit aldık miniğe ve iyi ki öyle yapmışız, hem o rahatça takıldı hem de biz fazla yorulmadık. Gündüz uykuları için de odaya filan gitmemize hiç gerek kalmadı çünkü arabasında veya şezlongda rahatça uyudu. Zaten denize girince çok yorulduğu için otomatikman uykusu geliyordu. 4 yaşından büyük çocuklar için çocuk kulübü vardı otelde, İlay için de harika oldu bu çünkü öğleden önce 1-2 saat, öğleden sonra da 1-2 saat orada takıldı her gün. Üstelik boş da durmuyorlardı, her gün yeni bir şeyle geliyordu. "Bak bugün biz maske yaptık, bugün hamurdan oyuncak yaptık, bugün yapıştırma resim yaptık..." Akşam yemeğinden sonra da mini disko diye bir aktivite vardı, her akşam aynı çocuk şarkılarıyla dans ettiriyorlar filan, inanılmaz eğleniyorlardı. Bir an önce Arda 4 yaşına gelsin de ben de bu kulüplere göndereyim diye düşündüm hep :)

















Yemek problemi fenaydı yalnız. Şöyle ki, Arda dediğim gibi zaten çok iştahlı, bayılarak yemek yiyen bir çocuk değil. E malum alerjisi de var, o nedenle dışardan ona bir şey yedirmek kabus aslında. Otelin mutfağına girip "çekilin bakayım, ben çocuğuma bir yemek yapacağım" diyemeyeceğime göre.. :) Daha önce ben Arda' ya bir kaç kez hazır kavanoz maması yedirmiştim, gayet sevmişti. Buna dayanarak öğle ve akşam yemekleri için bolca kavanoz maması aldık. Kahvaltı için de Pregomin formül mama ve Milupa Tahıllı mama aldık yanımıza. Amma velakin artık hava değişimi mi, ortam değişimi mi bilemeyeceğim Arda hiçbirini yemedi. Kavanoz mamalarını ağzına dahi sürmedi zaten. Kahvaltıda hazırladığım mamayı da 2 kaşık alıp bıraktı hep. Sürekli yanında olduğum için sanırım, memeye sarıldı acıktıkça. Ben de bir şey yemiyor diye bol bol emzirdim ama bu sefer de bana çok alıştı, tatil sonrası çok zor oldu. Otelin yemekleri de çok güzeldi ama alerji meselesi olduğu için ne verebileceğimi bilemedim hiç. Çorba yiyordu sadece, içine ekmek doğrayıp veriyordum. Özellikle akşam yemeğinde neredeyse bir kase çorba içiyordu. Aslında diyet menüsünde haşlanmış sebze, pirinç lapası filan oluyordu hep. Bebekler için de rondo koymuşlardı bir köşeye. Ama Arda rondonun yemeğini de yemiyor, ona taneli vermek gerekiyor her şeyi. Sanırım bu nedenle kavanoz pürelerini de yemedi. Aç kalıyor diye çok üzülsek de öyle böyle 1 haftalık tatilimizi bitirip döndük İstanbul'a. Tavsiyem şudur ki, kendinize de bebeğinize de eziyet etmeyin, o kadar dert edecek bir şey yok. Bence tamamen düzen değişimi ile ilgili ki zaten dönüşte doktoru da söyledi aynı şeyi, çocuklar tatilde genelde yemek problemi yaşar, kendi düzenlerini ararlar diye...





















Son olarak, tatil çantamızda neler vardı? Bolca bez, yedeğiyle birlikte mayo, mayo bez, güneş kremi, şapka, yumuşak bir sandalet, bol bol body, tshirt, şort, 3-4 tane mama önlüğü, havlu, ince battaniye, oyuncak, kitap, şampuan, vücut kremi, tarak, tırnak makası, mamalar, kavanoz mamaları, saklama kabı, mama kaşığı, biberon, suluk, termos, cam rende. Sanırım Ayrıca tatile gitmeden önce hem arabada az yer kaplasın, hem de hafif olsun diye baston puset aldık. Zira normal bebek arabamız Concorde Neo çok rahat olsa da biraz devasa bir şey. Baston pusetimiz Chicco' nun buradan inceleyebileceğiniz Snappy modeli. Çok memnunuz, tavsiye ederim.

Bu arada tatilde çok dikkatimi çeken bir konuya da değinmeden edemeyeceğim. Otelde her yaş grubundan fazlaca çocuk vardı ve yemek saatinde hemen hemen tüm masalarda aynı olay yaşanıyordu. Mutlaka tüm çocukların önünde/elinde akıllı telefon veya tablet bilgisayar, oyun oynayarak veya çizgi film seyrederek yemek yiyorlar. Hepsi.. Buna bizim İlay da dahil. Çünkü anne olarak hepimizde şu yanlış düşünce var "yemek yesin de, nasıl yerse yesin." Maalesef bunu aşamıyoruz, aynı hatayı zaman zaman ben de yapıyorum, ki ben yapmasam bile annem yapıyor. Daha bu sabah Arda' ya kahvaltısını etsin diye televizyon izletiyordu ben evden çıkarken. Oysa ki henüz dün Blogcuanne' de Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz’in bu konuda söylediklerini dinlemiş ve ne kadar da hak vermiştim :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder