23 Ekim 2013 Çarşamba

Bağlılık mı Bağımlılık mı?

Daha önce de burada bahsetmiş olduğum gibi, uzun süreli tatilin ve birlikte vakit geçirmenin bir getirisi olarak Arda 10. ayından itibaren bana çok bağlanmaya başladı. Aslında ben her ne kadar bunu sürekli yan yana olmanın alışkanlığı olarak yorumlasam da, çevremde aynı dönemlerde anne olan bütün arkadaşlarım, aynı sürelerde aynı şeyleri yaşıyor. Yani sanırım bu bilinçlenme ile ilgili bir durum. Artık sizi çok iyi tanıyor, çalışıyorsanız gün boyunca sizden uzak kaldığı için deli gibi özlüyor, memeyi tanıyor ve bu bilinç arttıkça da bağlılık artıyor.

Elbette bunun bir bağlılık mı yoksa bağımlılık mı olduğu tartışılır. Yani sizi mi özlüyor yoksa memeyi mi, gözler sizi mi arıyor, yoksa memeyi mi, anne olduğunuzun farkında evet ama önce anne sonra meme misiniz, yoksa tam tersi mi? İşte bunlar hep BAĞZI anlatılmaz yaşanır durumlar :)

Bu dönemde ben zaman zaman öyle hallere büründüm ki, acı ama bir gerçek olarak hafta sonundan çok, hafta içini sever oldum. "İşe gitsem de dinlensem biraz, kafamı başka şeylere versem de rahatlasam" diyordum. Zira Arda ile hafta sonu, 2 tam gün, hele de evde kalıp dışarı çıkmazsak çekilmez oluyordu. Özellikle Pazar akşamına doğru artık tavan yapan sinirimle mutlaka bir posta Boran' a patlıyordum. Şimdi tabi bu çocuk ananesiyle 5 gün gayet rahat takılıyor, hatta annem Arda' ya bakmanın dışında ev işlerini yapıyor, yemeği hallediyor, vs. ama nedense ben kıpırdayamıyorum. Günün sonunda tüm hafta sonu dışardan yemek söylenmiş, hiç bir yer toplanmamış, zar zor çamaşır yıkanmış, asılmış ama kurusa dahi asla toplanamamış, vs. oluyor ve ben "yetememe, yeterli olamama" sendromumla baş başa kalıyorum. Nedeni de şu aslında, Arda ananesini rahat bırakıp kendi kendine oyalanıyor zaman zaman ama durum bana gelince değişiyor. Mutlaka benim yanımda olmalı, benimle oynamalı, benim elimi tutup yürümeli, ve mütemadiyen meme emmeli.. Yoksa sürekli huysuz, ağlak, huzursuz bir şeye dönüşüyor. Meme meselesi de açlık değil, canı mı sıkıldı, kazara düştü veya bir şekilde canı mı yandı, uykusu mu geldi, veya uykudan yeni mi uyandı, fark etmiyor, cevap hep meme :)

Zaman zaman "artık yeter, 1 yaşına gelir gelmez memeyi bıraktıracağım" desem de bir yandan da ona hiç kıyamıyordum. Anne sütünün faydalarını, çoğu doktorun 2 yaşına kadar anne sütüne devam edilmesini tavsiye ettiğini, vs. tekrar burada anlatmayacağım . Tüm bunlar ve Arda' nın memeden aldığı keyfi başka hiç bir şeyden almadığını görmek beni durduruyordu. Özellikle işten geldiğim zamanlarda tüm günün özlemiyle bana adeta saldırmasını ve yaşadığı mutluluğu tarif edemem.

Beni en çok düşündüren ve yoran faktör ise gece uykularıydı. Bu bilinçlenme ile birlikte Arda' nın uyku düzeni iyice bozuldu. Her zamanki rutininde 8' de banyosunu yaptırıp yatırıyordum ama daha önce 10-15 dk emip uykuya dalarken, bu zamanlarda 40-45 dk emmek istiyor, biraz dalsa bile yatağına koyar koymaz geri uyanıyor, böylelikle uykuya geçiş süresi neredeyse 9 buçuğu buluyordu. Peki geç uyuduğu için daha uzun mu uyuyordu, elbette hayır! :) Bazen 1 saat sonra, çoğunlukla saat 12-12.30 arası uyanıyor, bir posta daha emiyor sonra sabaha kadar da 2 saatte bir, hatta bazen saatte bir(!) uyanıyordu. Belli bir zaman sonra pes edip yatağa yanıma almaya başlamıştım. Buna alıştırmak istemiyordum elbette ama zaten anneliğin hep tükürdüğünü yalamak olduğunu çoktan öğrendiğim için umursamıyordum artık doğru ve yanlışı :) Zaten 2-3 gece örneğin 5' ten sonra yanıma aldıysam, 4. gece zaten 5' te uyanıyor ve asla kendi yatağında yatmak istemiyordu.Yatsa bile 10 dk. da geri uyanıyordu. Yatağa alınca da sürekli meme ağzında uyumak istiyordu. Bu da tabi beni inanılmaz yoruyordu.

Doktoru gece meme vermemeyi denememi, 2-3 gece ağlayıp sonra alışacağını ve uzun uykunun da çok önemli olduğunu söyledi ama maalesef ben istikrarlı bir şekilde bunu da uygulayamadım. Zaten ağlamasına ben dayansam bile Boran asla dayanamıyor, bu hep böyle. Memeyi bırakana kadar bunun böyle süreceğini kabullendim ve kendime sabır diledim :)

Arda' nın 10 aylık halleri... Bir hafta sonu, ben terapi olsun, kafam dağılsın diye balkon mobilyalarını boyarken, Boran evi dağıtarak zar zor oyaladığı miniği böyle çekmiş :)


Bu da 11. aydan bir kare.. Yine bir hafta sonu, artık 2. adresimiz olan Buyaka' dayız. Minik artık pusetinde durmuyor, yürümek istiyor, onun bu çabasını gören bir adam dayanamayıp "verin fotoğrafınızı çekeyim, bu anlar hep yakalanmıyor" diyor :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder