9 Nisan 2013 Salı

2. trimester

Kritik olan ilk 3 ay (1.trimester) çok şükür ki az sıkıntıyla geride kalırken, kusmanın ve hastalığın etkisinden daha once vermis oldugum 1 kiloyu geri aldım. Aslında bu benim için sevindiriciydi çünkü zaten çok ufak tefek olduğum için fazla kilo alıp top gibi yuvarlanmak istemiyordum tabi ki :) Böylelikle 15. haftaya kadar 48 kg olarak hamileliğim devam etti.
15. haftada 1 kg daha aldım ancak doğru düzgün kilo almamış olmama rağmen karnımın top gibi ortaya çıkmaya başlaması ilginç oldu.
16. haftada tam da böyle görünüyordum, ki aslında bu elbisenin yapısından ve duruşumdan karnım olduğundan daha belirgin çıkmış. Ama asıl değişim göğüslerimde, hamileliğimin başından itibaren sürekli büyüdüler, süt vermeye devam ettikçe de küçülecek gibi görünmüyorlar malesef :( Bu arada bu elbise H&M Mama' dan aldıklarımdan biri..



17. haftadaki randevumuz yaklaşırken ben de Boran da cinsiyeti kesinleşeceği için çok fazla heyecanlıydık. 18 Mayıs 2012 olan randevu günü gelip çattığında normalde benimle doktora gelmeyen sevgilim tabi ki bu sefer hazır ve nazırdı. Erkek olduğunu öğrenme anımız yine sevgilim sayesinde tam bir komedi filmi sahnesine dönüştü.
       
        Emel Hanım muayeneye rutin bir şekilde devam edip bebeğin gelişiminden bahsederken biz merakla cinsiyetini söylemesini bekliyorduk, ancak o da ısrarla bu konudan hiç bahsetmiyordu. Bu sırada Boran ekrana meraklı gözlerle bakıp gördüklerinden bir şeyler anlamaya çalışıyordu. Bir ara göz göze geldik, Boran işaret parmağını oynatıp göz kırparak bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Aslında tam olarak "pipi nerede?" diye sormak istiyordu kendince işaret diliyle :) Gülmemek için kendimi zor tuttum ve  Emel Hanım' a cinsiyeti belli mi artık diye sorabildim. O da direkt erkek dedi. Boran' ın o andaki rahatlamasını, sevincini, heyecanını anlatamam. Muayenenin geri kalanı ile ilgilenmiyordu, tek istediğinin bir an önce çıkıp bu haberi cümle aleme yaymak istediğini gözlerinden okuyabiliyordum :) Zaten randevudan çıkar çıkmaz da facebook' a aşağıdaki iletiyi yazdı :)

 
Daha önce de dediğim gibi, kız istemediği için değil, içine erkek doğduğu, bunu dile getirdiği ve her zamanki gibi haklı çıkmanın gururnu yaşamak istediği için.

18. haftanın sonunda Fatoş ve Burak' ın Amsterdam sonrası İstanbul' daki düğünlerini de yaptık. 24 Mayıs' da Fatoşumun bekarlığa veda partisi için yaklaşık 15 kişilik bir kız grubuyla Nomads' daydık. Organizasyon bana aitti ve bence hamile olmama rağmen alnımın akıyla durumu kotardım. Bu fotoğraf da partiden :)





(Şimdi burada bir parantez açmak istiyorum ki, Fatoş' un partideki duvağını ve bizim taktığımız nedime duvaklarını ben kendim yaptım :) Bu dikiş nakış konusunu ve özellikle kendi diktiğim hamile kıyafetlerimi ayrı bir şekilde uzun uzun yazacağım daha sonra)









26 Mayıs' ta da düğünümüzü yaptık, oradan bir fotoğraf da aşağıda.. Ceketimle Arda' yı baya kamufle etmişim :)

 
30 Mayıs' ta evlilik yıldönümüz için dışarıda bir yemek yedik. Aşağıdaki kare bu yemek öncesi Aslı & Sabri' nin evlerinin bahçesinde Boran' ı beklerken.. Dalından koparıp kiraz yemek gibisi olamaz, hele de hamileysen :)

 
 
Haziran' ın ilk haftası yani 19. haftamızda tatile çıktık. Her sene niyetlenip bir şekilde vaz geçtiğimiz road trip seçeneğinden bu sefer de hamilelik nedeniyle vaz geçerek yine Türkbükü Voyage' ın yolunu tuttuk ve kendimizi ultra her şey dahil / ye-iç-yat tatil sistemine bıraktık. Burada balayımızı geçirmiştik ve çok memnun kalmıştık. Denizi çok güzel bir kere.. Her şey dahil tatil yapayım ama tatil köyü kadar büyük olmasın, fazla turist olmasın, fazla aktivite, animasyon olmasın, kafamı da dinleyebileyim diyorsanız tavsiye ederim.
Yüzmek anne için de bebek için de çok faydalı ve önemli. Ben de bol bol denize girdim. Aslında henüz yazın başında olduğumuz için su biraz soğuktu ve ilk girişimizde Arda' nın içerde kasıldığını hissettim. Zamanla alıştık, hatta bence suyu ve yüzmeyi en az benim kadar sevdi.



Bu arada yüzmek ne kadar faydalıysa, fazlaca güneşte kalmak bir o kadar zararlı. Bu da benim gibi güneşlenmeye bayılan biri için çok zor oldu. Yüksek koruma faktörlü kremler kullandım hep. Hamileyken özellikle yüzünüze güneş konusunda dikkat etmeniz lazım, yoksa yüzünüzde hamilelik lekesi denilen güneş lekelerinden oluşabilir. Ben zaten çok daha önce, güneş kendini göstermeye başladığı sıralarda yüzüm için krem kullanmaya başlamıştım. Saat 4' den sonra, hava biraz hafifleyince dayanamayıp biraz güneşlendiğim oldu. Böyle zamanlarda şapkam Arda'yı koruyordu :)




Bodrum' da 5 gece kaldıktan sonra 1 gece için Alaçatı' ya gittik. Alaçatı' ya ne zaman gitsem, kalabalığa, çalışanların insanlara olan umursamaz tavırlarına, mekanların tok satıcılığına kızıyorum ve bir daha gelmeyeceğim diyorum. Ama öyle bir yer ki, kendini özeltiyor bir şekilde ve her şeye rağmen tekrar tekrar gitmek istiyorsun. Sezon başı olduğu için aslında biz çok kalabalığa denk gelmedik, hatta Alaçatı Beach Resort' da denize girdik ve resmen bomboştu. Hatta bir çok yeri daha tadilat halindeydi. Bu da bizim işimize geldi. Sevgilim sörf yaptı ve ben yine hamilelik nedeniyle sahilde oturup onu seyretmekle yetindim :) (Hamile kalmak isteyen arkadaşlarım, annelik gerçekten fedakarlık demek, bunu bir kez de benden duyun:))
Alaçatı sonrası Erdek' e yazlığa uğradık ve 2 gün de orada kaldıktan sonra tatilimiz ne yazık ki sona erdi. Bu arada tatilde sürekli dondurma yemekten bu sefer fazlaca kilo aldım.

Bu dönemim sonuna gelirken havalar iyice ısındı. Sabahları yürüyüş yapıp duş alarak işe gelmeye, iş çıkışlarında da sitenin havuzunda yüzerek günü kapatmaya başladım. Tekrar söylüyorum, özellikle doğal doğum istiyorsanız ve sağlığınız elveriyorsa düzenli yürüyüş çok çok çok önemli. İmkanınız varsa, temiz bir havuz bulabilirseniz yüzme zaten muhteşem.

Bu kareler sabah yürüyüşümden ve yine iş çıkışı sevgilimle havuza giderken. 2. fotoğrafı canım arkadaşım Aslı çekti. O gün Aslı ve Sabri de bizimle birlikte havuza gelmişlerdi. Karnım küçük bir top gibi :)
 


22. haftamızdaki doktor randevumuzda Arda 27 cm boyunda ve 452 gr ağırlığında minik bir varlıktı. Emel Hanım yediğim dondurmaları fark etti ve haftasından ileride büyüyen bebeğimle bana tatlıyı yasakladı :) "Böyle devam edersen bebek 4 kg olabilir ve doğal doğum isteğin gerçekleşmeyebilir" dedi. Hamilelik şekerine karşı da küçük bir uyarıda bulunarak dikkat etmem gerektiğini söyledi. Normalde tatlı seven biri değilim ama yasak olduğundan mıdır nedir, o dönem hep tatlı yemek istedim ve tabi ki yiyemedim.
23. haftanın sonunda detaylı ultrasona girdim. Bu, bebeğin her bir minik zerresinin incelendiği ve Allah korusun herhangi bir problem varsa önceden belirlendiği bir muayene. Burada bir sıkıntı görünürse o zaman da emin olmak için amniyosentez yapılıyor. Neyse ki Arda bu muayeneden de yüzünün akıyla çıktı ve böylece sağlıkla 2. trimesterı da bitirdik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder