8 Ekim 2013 Salı

#direngezi #direnArda

Sevgili oğlum,
Sen yaklaşık 8 aylıkken bu ülkede apolitik oldukları zannedilen gencecik insanlar tarafından devrim yapıldı. Bunları sana bu blogda yazmak istedim, çünkü bilemiyorum, belki de birebir anlatma şansını hiç bulamayabilirim.
İşin politik kısmı bir yana güzel oğlum -zira aslında ben de bu bloğu apolitik tutmak istiyorum- bu ülkede o gençlerin varlığından haberdar olmak, o rüya direniş günlerinde yaşananlara uzaktan da olsa şahit olmak beni çok mutlu etti. Öte yandan sen miniğim, gerçekten o kadar miniktin ki, ben korktum. Bizzat gidip Taksim ve Gezi Parkı'nda o insanlara yoldaşlık etmek yerine evde oturup tencere tava çalmakla yetindim. O ne demek dersen, her akşam saat 9 olduğunda, yani seni uyutmamın hemen ardından evimizin balkonuna çıkıp tencerelerimize, tavalarımıza vurup protestolara destek verdiğimizi göstermeye çalışıyorduk. Bir nevi direniş orkestrası yani :) Bunu yaptığımız için de hepimiz Çapulcu olarak adlandırıldık. Peki "Çapulcu ne demek anne" diye sorarsan da "aç TDK' yı bak yavrum" diyeceğim ama onun bile anlamı değiştirildi :)
Eğer bizzat eylemlere katılmaya gidersem ve bana bir şey olursa, senin durumunun ne olacağını sorguladım hep kafamda. Bir yandan da gitmezsem senin geleceğinin ne olacağını sorguluyordum ki, bu daha fena oğlum.

Benim canım yavrum, iletişim çağında yaşıyoruz diye klişe bir laf vardır, bunu hep söyleriz ama gerçekten ne ifade ettiğini, kıymetini çoğu zaman idrak edemeyiz. İşte biz iletişimin ne kadar güçlü bir birleştirici olduğunu bu direnişle tam olarak anladık. Belki yıllar sonra bunları okuduğunda sana pek bir şey ifade etmeyecek, çünkü belki de sen bambaşka teknolojilere sahip bir kuşağa aitsin. Ben şimdi buraya Twitter yazsam, belki sen okurken "o ne ola ki ya" diyeceksin :) Şu an açıp Google' da "Gezi Parkı Olayları" yazınca 0.27 saniyede yaklaşık 8.520.000 sonuç çıkıyor. Kim bilir sen büyüdüğünde bunlar nereye varmış olacak? Belki sansürlenecek, belki de tam tersi istediğin her bilgiye ulaşabileceksin. Ben elbette ikinci seçeneğe inanmak istiyorum.

Anne olduktan sonra algımın nasıl da değiştiğini, farklı yönlere kaydığını o günlerde daha iyi anladım yavrum. Zira beni en çok etkileyen iki olaydan biri direnişin sanırım 14. gününde, 14 Haziran 2013' te, Gezi Parkı'nda nöbet tutan gençlerin annelerinin çocuklarına sahip çıkmak için elele oraya gelmesiydi. Şunu bilmelisin ki yavrum, eğer sen de bir gün böyle bir durumda olursan ben de aynen o annelerin yaptığı gibi sana sahip çıkarım, arkanda dururum, bundan emin ol.  

Diğer olay da 16 Haziran 2013 günü, henüz sabah Gezi Parkı' nda çocukların resim atolyesi varken, akşamında polisin parka girmesi ve özellikle içeride küçücük çocuklar olmasına rağmen Divan Otel' e sığınan eylemcileri bahane ederek otelin içine kadar gaz bombaları atmasıydı. Bu kareleri gördükçe aklıma sen geliyordun, ya diyordum benim oğluma gelse bu gaz, o böyle çaresiz ağlasa, ben ne yapardım? Senin saçının teline zarar gelse, ben dünyayı yıkmak isterim, kaldı ki gaz bombaları...
Aslında bir yandan elbette senin geleceğinle ilgili endişelerim olsa da, sen bu kadar minikken gençlerin neler yapabileceğini görmüş olmak bana umut verdi canım oğlum. Şiddete başvurmadan, barışçıl, mizah yoluyla ne de güzel hak aranabileceğini göstererek hepimiz için adeta ışık oldular. Tek dileğim senin de ilerde böyle  pırıl pırıl bir genç adam olman..


Bebeğim, benim bu yazıyı yazmamdaki asıl neden şu aslında; ne olursa olsun, karşına ne gelirse gelsin, önce sorgula. Hiç bir şeyi sorgulamadan, kendi mantığına oturtup, aklına iyice yatırmadan kabul etmek zorunda değilsin. Korkak olma oğlum, annen seni bırakıp barikatların arkasında direnişe sahip çıkmaya korktu belki, ama sen annene benzeme. Cesur ol, önce kendin için, sonra diğer insanlar için, gelecek için, dünya için cesur ol ve diren...

2 yorum:

  1. asli ne guzel yazmissin! gozlerim doldu. harika bir yazi olmus. paylasayim mi facebookda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aysegul aslinda bu konuda ne kadar yazsam yeterli gelmiyor sanki, insallah cocuklarimizi aydinlik gunler bekliyordur. elbette paylasabilirsin, cok sevinirim hatta..

      Sil