4 Ekim 2013 Cuma

Yaz geldi :)

Şimdi tabi kışın geldiğini hissettiğimiz şu günlerde bu yazı saçma görünebilir, biliyorum, ama belki de hepimize yazın gerçekten aslında ne kadar eşsiz olduğunu bir kez daha hatırlatır, mutlu eder bunları okumak, belli mi olur :)

Arda suyu çok seven bir çocuk. Banyo seanslarımız hep çok keyifli. Dolayısıyla sürekli yaz gelse de şunu bir havuza/denize soksam diye düşünüyordum. Aslında tabi havuz çok sağlıklı bir seçenek değil, çok dikkat etmek lazım ama biz zaten ebeveyn olarak pek pimpirikli tipler değiliz. "Az bir şey girsin canıııımmm, ne olacak" diyerek salıveriyoruz ipin ucunu.

Bizim sitede çocuk havuzu mevcut. Arda ilk havuza girme tecrübesini burada yaşadı. Elbette çıldırdı, çıkmak istemedi, hemen adapte olup ellerini ayaklarını çırpmaya başladı. Sanki bıraksak yüzebilecekmiş gibi bir hali vardı.















Daha sonra yazın favori mekanımız olan Şile' deki eve gittik hafta sonu. Oradaki sitede çocuk havuzu yok ve normal havuz da oldukça küçük. Bazen biz bile girmek istemiyoruz zira kalabalık da olunca havuz bana iki kat kirliymiş gibi görünüyor. Bu sefer çözüm olarak Arda' ya şişme bir havuz aldık ve evin bahçesinde kendimiz ılık suyla doldurup keyif yapmasını izledik. İnanılmaz mutlu oldu, bıraksak saatlerce orada oynayabilirdi. :)

Fırsat buldukça Arda' yı güneşe çıkardım. Elbette çok tehlikeli saatlerde değil. Güneş kremi konusunda 2 seçeneğimiz vardı; ilki 50+ faktörlük Coppertone, (bunu Ayşegül Amerika' dan getirtti, burada var mı bilmiyorum) diğeri ise 45 faktörlük Sebamed. İstanbul için 45 spf yeterliydi bana göre, tatil yöreleri içinse 50+ spf yi kullandım. Zaten kemik gelişimi için D vitamini yani güneş inanılmaz önemli. Dolayısıyla fazla korumacı davranmadım bu konuda, zaten Arda' nın bacakları yazın ortasında hafif bir renk değişimi geçirdi :) Bence çok güzeldi ama Boran' a göre tam tersi çünkü kendisi esmer olduğu için Arda' nın beyaz tenini çok değerli buluyor ve ona kalsa çocuk hiç güneşe çıkmamalı :)



Yaz başlangıcı ile birlikte bir diğer keyfimiz salıncak ve hamaktı. Zaten Arda sallanmayı da en az su kadar seviyor. Özellikle Şile' ye her gittiğimizde tüm gündüz uykularını hamakta geçirdi desem yeridir :)

Yaz tatili için yine yeni yeniden Voyage Türkbükü' nü seçtik. Geçen yaz hamileyken gittiğimiz tatilden burada bahsetmiştim. Bu sefer de çocukla yine en iyisi her şey dahil olsun diyerek düştük yollara :) Bodrum' a giderken Erdek' te 2 günlük bir mola verdik ve Arda da ilk kez Erdek' in denizine girmiş oldu. Her ne kadar ben "rüzgar var, soğuk, Bodrum' da girer" desem de Boran tam bir Erdek delisi olduğu için, bu ilk denize girme olayına vaftiz töreni edasıyla yaklaştı ve ayağı ilk Erdek'in denizine değsin istedi :)
Bitirirken, Arda' nın denizle tanıştığı ilk an, elbette yine çok mutlu...



1 yorum: